Tanrının insanlara verdiği en değerli hediyelerden olan zeytinyağını insanlar, kadim zamandan bu yana sağlık ve güzellik amacıyla kullanmışlardır.
Rivayete göre, bir zeytin ağacı Homeros’un kulağına şöyle fısıldamıştır…
“Herkese aidim ve kimseye ait değilim… Siz gelmeden önce buradaydım; siz gittikten sonra da burada olacağım…”
Ölümsüz ağacın meyvesi olan zeytinden elde edilen bu altın sıvının bilinen bazı faydaları şunlardır…
Zeytinyağının, karaciğer ve bağırsak, meme ve cilt kanserinden korunmada etkili olduğu ve bu etkininde yapısındaki, fenolik antioksidanlarla birlikte bulunan squalen ve oleik asitten kaynaklandığı bilinmektedir.
Zeytinyağında bulunan, alfalinolenik asitler (Omega 3) düzenli kullanıldığı takdirde bazı kanser türlerine karşı, korunma sağladığı biliniyor. Zeytinyağı, A, D, E, K vitaminleri yönünden zengindir ve kanserle ilişkilendirilen serbest radikallere karşı savaşan antioksidanlar yönünden iyi bir kaynaktır. Antioksidan bileşikler, serbest radikalleri bağlarlar ve peroksidasyona karşı koruma sağlayarak, kanserden korunmada rol oynar. Zeytinyağında bulunan E vitamini, birçok kanser türüne karşı vücudumuzu koruduğu araştırmalar ile belirlenmiştir. Zeytinyağı güçlü antioksidan olarak fonksiyon gören birçok fenol bileşiği içerir. Fenol bileşikler, kansere yol açan hücre harabiyetine karşı koruma sağladığı araştırmalar ile kanıtlanmıştır.
Akdeniz insanının beslenme kültüründe zeytinyağının önemi bir yeri bulunmaktadır ve dünyada kalp hastalıklarının en az görüldüğü ülkeler Akdeniz ülkeleridir. Zeytinyağı, kandaki kolesterol miktarını kontrol ederek damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı olur. Zeytinyağı, kalbimizin en büyük düşmanlarından biri olan Kötü kolesterol LDL 'yi azaltırken, iyi kolesterol HDL'yi artırır (Epidemiyolojik veriler koroner kalp hastalığı vakalarındaki düşüşün total veya LDL kolesteroldeki düşüş ile beraber olduğunu göstermektedir).
Zeytinyağının kalp ve damar sağlığımıza olumlu etkisinin yanın da tansiyonun da kontrol altında tutulmasın da önemli rol oynar.
Zeytinyağının, mide iç zarını koruyucu etkisi olduğu, araştırmalarla ortaya konulmuştur. Bu da ülser gelişimini engellemede önemli bir avantaj oluşturur. Mukozayı korur, sindirim ve emilim sistemi bozuklukları, barsak hastalıklarını önler. Sıcak ve soğuk tüketildiğinde, mide asitliğini ayarlar, gastrit ve ülsere karşı koruyucudur.
Yağlar bilinenin aksine midede değil bağırsaklarda sindirilirler, Zeytinyağı, yağların içinde en kolay hazmedilenidir, kolon kanserinin önlenmesin de, kabızlık oluşumunun engellenmesin de önemli etkilerinin olduğu bilinmektedir.
Zeytinyağı doymamış yağ asitleri bakımından zengin bir içeriğe sahiptir..
Tekli doymamış yağ asitlerinin, kan şekerini düşürücü bir etkisinin olduğu, pek çok çalışmayla kanıtlanmıştır. Zeytinyağının diyabetli hastalarda kandaki şeker oranını %12 oranında azalttığı tespit edilmiştir.
Çoklu doymamış yağlar (Omega 6), şeker hastalığına karşı mücadelede koruyucu etki gösterir. Çoklu doymamış yağ asitleri Kandaki insülin oranının düşmesini kolaylaştırır. Zeytinyağının içerdiği, oleik asit, pankreas enzimlerinin çalışmasını uyarır.
Zeytinyağı eski çağlardan beri kullanılan en doğal güzellik kaynağıdır. Zeytinyağında bulunan fenolik bileşiklerden özellikle ferulik ve kaffeik asitlerin, güneşteki UV ışığın vermiş olduğu zararlara karşı cildi koruduğu bilinmektedir. Cildin onarılmasına katkıda bulunur, su kaybını önleyen güçlü bir nemlendirme özelliğine sahiptir. Ayrıca zeytinyağı; Saçları yumuşatmak, tırnakları güçlendirmek için de kullanılmaktadır.
Zeytinyağı içerisinde pek çok antioksidan ve E vitamini barındırmaktadır. Hücrelere zarar veren serbest radikallerle savaşan antioksidanlar hem hastalıktan korunmak hem de yaşlanmayla gelen olumsuz etkileri geciktirmek konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Böylelikle zeytinyağı doku ve organların yaşlanmasını geciktirmede kullanılmaktadır. Zeytinyağının içeriğinde bulunan yüksek oranda mineral ve kalsiyum sayesinde kemiklerde kireçlenmeyi, kemik erimesini önler, kemikleri güçlendirir.
Doğum öncesi ve sonrasında bebek beyninin ve sinir sisteminin, sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi, beslenmeyle doğrudan bağlantılıdır. Zeytinyağı, bu açıdan da vazgeçilmez bir besindir. Çünkü zeytinyağı, çocuk gelişiminde hayati önem taşıyan yağ asitlerini, anne sütüne benzer miktarda içerir. Zeytinyağında bulunan oleik asit, annesini emerek beslenen bebeğin sinir dokularının gelişimi açısından çok faydalıdır. Zeytinyağı, anne sütüne en yakın miktarda linoleik asit içerir. Linoleik asidin eksikliği, bebekler de gelişimin yavaşlamasına ve hatta birtakım deri rahatsızlıklarının ortaya çıkmasına neden olur.